İletişim

Göğüs Duvarı Tümörü

KULAK BEZESİNDEN GÖĞÜS DUVARI TÜMÖRÜNE

GÖĞÜS DUVARI TÜMÖRÜ

Tugay Laik, ambulans şoförlüğü yapıyordu. Meslek hayatı boyunca pek çok hastayı hastaneye yetiştirerek hayatının kurtulmasını sağlayan Laik’i ölümün eşiğine getiren süreç 2002 yılında ortaya çıktı.

Ailesinde hiçbir kanser geçmişi olmayan Tugay Laik’in kulak arkasında kimsenin önemsemeyeceği hatta fark edemeyeceği bir beze belirdi. Önceleri Tugay Laik’te bu bezeyi önemsemese de sevdikleri “nasıl olsa hastanede çalışıyorsun göster doktora” demesi üzerine Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan tetkikler neticesinde kulak bezesi halen önemsizdi ancak göğüs duvarında çok daha hayati bir problem vardı. Göğüs duvarında 2.5-3 santimlik tümör, fibrosarkom vardı.

Üstelik ameliyat olmaz ise doktorların yaşaması için öngördüğü süre çok kısıtlıydı. Evli ve iki çocuğu olan Tugay Laik için artık zaman hayat demekti.

HAYATI SADECE 2 AYDA DEĞİŞTİ

Tugay Laik, o dönem Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde görev yapan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Erdal Okur’a başvurdu. Tümör agresif seyrediyordu. Teşhisin konulmasından itibaren ameliyata kadar geçen 2 aylık sürede tümör 10 santime ulaşmıştı. Tümörün lenflere ulaşıp ulaşmadığı titizlikle incelendi.

TÜMÖR GÖĞÜS DUVARINDAN KAZINARAK ALINDI

Tümör saatler süren ameliyatla çıkarıldı. Laik’in göğüs kafesinin üzerinden alınan deriye vücudun farklı bir bölgesinden kas ve deri nakledildi. Ameliyatın üzerinden yıllar geçen Tugay Laik, “Eğer bir nedenden dolayı o gün hastaneye başvurmasaydım ve göğüs duvarındaki bu gitgide sinsice büyüyen tümör fark edilmemiş olsaydı sadece birkaç ay içinde hayatım avucumun arasından belki de kayıp gidecekti. Bu nedenle şimdi gördüğüm yakınlarıma hep diyorum “sağlığınız ihmale gelmez. Bunun için kendinizi dinleyin, bedeninizin farkında olun” diye konuştu.

TÜMÖR GÖĞÜS DUVARINDA DA OLUŞABİLİR

Göğüs duvarı tümörlerinin toplum arasında çok yaygın olmaması nedeniyle fazla bilinmediğini belirten Prof. Dr. Erdal Okur,Göğüs duvarındaki kaburgalar başta olmak üzere kemik yapılardan, göğüs duvarındaki kaslardan veya aradaki bağ dokularından kaynaklanan iyi veya kötü huylu tümörler olabilir. Göğüs duvarında bir tümör olduğunda ilk belirtilerden biri göğüs duvarında bir şişlik olmasıdır. Bu şişlik kas tümörlerinde nispeten yumuşak iken, kaburga veya diğer kemiklerden kaynaklanıyor ise daha serttir. Şişlik yavaş büyüyor ise genelde iyi huylu lehine olsa da mutlaka tetkik edilmelidir.  Bu tümörlerin bazıları ağrılı iken bazılarında ağrı şikâyeti olmaz. Bazı nadir tümörlerde, kansızlık kilo kaybı, halsizlik gibi genel semptomlar da eşlik edebilir. Göğüs duvarındaki tümörlerde cerrahi veya radyoterapi (ışın tedavisi) veya kemoterapi (ilaç tedavisi) veya bu tedavilerin birden çok olanının birlikte yapılması gerekebilir. Göğüs duvarı tümörlerinde tümör tipine göre göğüs duvarının bir kısmının çıkartılması ve gerekiyor ise de bu bölgeye greft dediğimiz suni yama yerleştirilmesi gerekli olabilir” dedi.